Geleneksel bakış açısıyla dine yaklaşanlar Kuran’da geçen “hikmet” kelimesi ile sünnetin, hadislerin ve vahyin dışındakilerin kastedildiğini; böylece Kuran'ın tek kaynak olmayarak Peygamberimizin Allah'ın dışında hüküm verebileceğini izah ederler. Oysa Kuran’da “Allah Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz." [Kehf Suresi, 26] diye bildirmektedir.
Şimdi 'hikmet' kelimesini Kuran ile izah edelim... Kuran'da, bu kelimeyle 'Kuranın dışında bir kaynak olabileceği'ne dair bir delil olmadığı gibi 'Hikmet' kelimesinin 'sünnet' yada 'hadis' gibi bir manası da yoktur. Aksine hikmetin Kuran'ın içinde yani Kuran'da olduğuna dair aşağıda da belirteceğimiz gibi birçok ayet vardır:
"Bunlar hikmetli Kitabın ayetleridir;" (Lokman Suresi, 2)
"Andolsun hikmetli Kur'an'a" (Yasin Suresi, 2)
"Elif, Lam, Ra. Bunlar, hikmetli Kitabın ayetleridir." (Yunus Suresi, 1)
Ayetlerden de anlaşılacağı üzere 'hikmet' Kuran'ın ta kendisidir.
Ayrıca İsra Suresinde 22. ayetten 38. ayete kadar Allah’ın haramları ve emirleri belirtildikten sonra 39. ayette şöyle buyrulmaktadır:
"Bunlar, Rabbinin sana HİKMET olarak vahyettiği şeylerdir..." (İsra Suresi, 39)
Yani Allah; haramları, helalleri ve dikkat edilmesi gereken tavırların hükmünü Kuran'da belirledikten sonra Peygamberimize vahyettiğini bildirmekte, hükümleri yalnızca Kendisinin koyduğunu da İsra Suresinin 39. ayetinde 'hikmet' olarak vurgulamaktadır. Sırf Kuran'da “Kitap ve Hikmet” şeklinde kullanıldığı için Hikmet'in Kuran'ın dışında farklı bir kaynak olduğunu düşünmek hatadır. Allah, Hikmet'in Kuran'da olduğunu bildirmiştir. Hikmet, bilgelik anlamında Kuran'ın bir sıfatıdır.
Bütün bu izahlardan sonra görüldüğü üzere, gerek Peygamber’in sünneti adına, gerek hikmet adına mutlaka Kuran’a müracaat etmeliyiz. Peygamber’in davranış tarzları (sünnet yada hadis) için de, hikmet için de tek güvenilir kaynağımız Kuran’dır. Allah’ın Kuran’daki sınırları; hem hikmettirler, hem de bunları uygulamak elçiye (Peygamberimiz’e) itaattir. Kısacası Kuran'a itaat, Allah'a ve elçisine itaattir.

Şimdi 'hikmet' kelimesini Kuran ile izah edelim... Kuran'da, bu kelimeyle 'Kuranın dışında bir kaynak olabileceği'ne dair bir delil olmadığı gibi 'Hikmet' kelimesinin 'sünnet' yada 'hadis' gibi bir manası da yoktur. Aksine hikmetin Kuran'ın içinde yani Kuran'da olduğuna dair aşağıda da belirteceğimiz gibi birçok ayet vardır:
"Bunlar hikmetli Kitabın ayetleridir;" (Lokman Suresi, 2)
"Andolsun hikmetli Kur'an'a" (Yasin Suresi, 2)
"Elif, Lam, Ra. Bunlar, hikmetli Kitabın ayetleridir." (Yunus Suresi, 1)
Ayetlerden de anlaşılacağı üzere 'hikmet' Kuran'ın ta kendisidir.
Ayrıca İsra Suresinde 22. ayetten 38. ayete kadar Allah’ın haramları ve emirleri belirtildikten sonra 39. ayette şöyle buyrulmaktadır:
"Bunlar, Rabbinin sana HİKMET olarak vahyettiği şeylerdir..." (İsra Suresi, 39)
Yani Allah; haramları, helalleri ve dikkat edilmesi gereken tavırların hükmünü Kuran'da belirledikten sonra Peygamberimize vahyettiğini bildirmekte, hükümleri yalnızca Kendisinin koyduğunu da İsra Suresinin 39. ayetinde 'hikmet' olarak vurgulamaktadır. Sırf Kuran'da “Kitap ve Hikmet” şeklinde kullanıldığı için Hikmet'in Kuran'ın dışında farklı bir kaynak olduğunu düşünmek hatadır. Allah, Hikmet'in Kuran'da olduğunu bildirmiştir. Hikmet, bilgelik anlamında Kuran'ın bir sıfatıdır.
Bütün bu izahlardan sonra görüldüğü üzere, gerek Peygamber’in sünneti adına, gerek hikmet adına mutlaka Kuran’a müracaat etmeliyiz. Peygamber’in davranış tarzları (sünnet yada hadis) için de, hikmet için de tek güvenilir kaynağımız Kuran’dır. Allah’ın Kuran’daki sınırları; hem hikmettirler, hem de bunları uygulamak elçiye (Peygamberimiz’e) itaattir. Kısacası Kuran'a itaat, Allah'a ve elçisine itaattir.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder