Allah bizlere gönderdiği Kuran’dan bahsederken eşi benzeri olmayan, eksiksiz, doğruyu yanlıştan ayıran bir nur olduğunu söyler. Onun ipine sarıldığımızda bizleri en doğruya ulaştıracağı bilgisini de verir. Rabbimiz “her konudan nice örnekleri değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız” dediğine göre Kuran ayetlerini de, bizzat verdiği örneklerle açıklar. Ayetlere göre yalnızca Kuran’a bakarak onu anlayabileceğimiz ve hayatımıza uygulayabileceğimiz gerçeğini de yine Kuran’dan anlarız. Allah çok açık ve net bir hüküm veriyor, ve şöyle buyuruyor;
Belki inkardan dönerler diye, AYETLERİ BÖYLE AYRINTILI BİR ŞEKİLDE AÇIKLIYORUZ. [Araf Suresi, 174]
Buradan da anlıyoruz ki, Kuran bizzat kendisini anlatan, açıklayan, eşi benzeri olmayan bir rehberdir. Günümüzde ayetleri anlama konusunda yaptığımız çabalara karşı farklı düşüncede ki din kardeşlerimiz, “Kuran’ın ayetlerini sizler okuyarak anlayamazsınız, doğru anlamak istiyorsanız, fıkıh kitaplarına, hadis ve rivayet kitaplarına, siyer kitaplarına, daha önce o konuda verilmiş kararlara gibi yüzlerce başka bilgilere başvurmamızı ve o kaynaklardan yararlanmamız gerektiğini savunurlar. Onlara göre, anlamaya çalıştığımız ayetin, NÜZUL SEBEBİNİ bilmek çok önemlidir. Yine bu kişiler, “Kuran da nüzul sebebi yazmaz” derler, dolayısıyla nüzul sebeplerini bilmek için rivayetlere bakmak gerekir, fikrini savunurlar. Gerçekten de bu düşünce doğru olabilir mi? Yani bir ayeti doğru anlayabilmek, ondan faydalanabilmek için o ayetin ne maksatla indirildiğini eğer bilmiyorsak bahse konu olay hakkında detaylı bilgi verilmemişse Kuran ayeti doğru anlamamız mümkün olmaz mı?
Kuran’ın detay vermediği, hükmün hangi nedenden dolayı indirildiğini, özellikle açıklamadığı konularda ne yapmalıyız? Bunu öğrenmek için rivayetlerden yardım mı almalıyız, yoksa Allah’ın, “sakın emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin” ikazını hatırlayarak, yalnız Kuran’ın açıklandığı şekliyle mi anlamaya çalışmalıyız?
Allah eğer ayetin nüzul nedeninden özellikle Kuran'da bahsetmediyse bunun çok önemli bir nedeni vardır, önce bunu unutmayalım. Allah, bizleri asla emin olmadığımız kaynaklara muhtaç etmeyeceğine göre bizlere düşen Allah’ın açıkladıkları üzerinden ayetleri anlamaya çalışmak olmalıdır. Konuyu bir örnek ile daha iyi açıklayalım:
Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah’ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. [Tahrim Suresi, 1]
Yukarıdaki ayet çok açık ve net bizlere bir şeyler anlatıyor. Dikkat ederseniz konu hakkında detay bilgi vermiyor. Bizi de ilgilendiren konunun detayı değil, ayetten çıkarmamız gereken kıssadan hissedir.
Allah bu ayette çok açık bir şekilde anlaşıldığı üzere elçisini uyarıyor. Allah’ın haramlar arasında saymadığı bir konuda kendi aile içinde eşlerinin belki de geçici hoşnutluğunu sağlamak adına, Allah’ın helal ettiği bir şeye gerek kendine gerekse genel anlamda anlaşılacak bir konuda haram dediği bir durumda Allah tarafından uyarılıyor.
İşte bizlerin bu ayetten alacağımız ders bu kısmı. Yani helal ve haram koyan yalnızca yüce Allah’tır. Bu Allah’ın elçisi dahi olsa elçisi tarafından değiştirilemez.
Kuran’ı doğru anlamak için o konuyu bizzat Kuran’ın kendisine arz etmeliyiz. Allah bizlere indirdiği ayetinin anlaşılması için nüzul sebebini de indirmesi gerekseydi elbette onu da indirirdi.
Allah indirdiği Kuran’ı belirli bir dönem için değil, tüm zamana hükmetmek için göndermiştir.
(Ey Muhammed!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. SANA BU KİTABI; HER ŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA, DOĞRU YOLU GÖSTEREN BİR REHBER, BİR RAHMET VE MÜSLÜMANLAR İÇİN BİR MÜJDE OLARAK İNDİRDİK. [Nahl Suresi, 89]
Doğru yolu gösteren, rahmet yolunu açan rehber, Müslümanlara müjdeler veren bir nur, beşeri bir kaynağa muhtaç değildir.
www.YanlisBilinenGercekler .com
Belki inkardan dönerler diye, AYETLERİ BÖYLE AYRINTILI BİR ŞEKİLDE AÇIKLIYORUZ. [Araf Suresi, 174]
Buradan da anlıyoruz ki, Kuran bizzat kendisini anlatan, açıklayan, eşi benzeri olmayan bir rehberdir. Günümüzde ayetleri anlama konusunda yaptığımız çabalara karşı farklı düşüncede ki din kardeşlerimiz, “Kuran’ın ayetlerini sizler okuyarak anlayamazsınız, doğru anlamak istiyorsanız, fıkıh kitaplarına, hadis ve rivayet kitaplarına, siyer kitaplarına, daha önce o konuda verilmiş kararlara gibi yüzlerce başka bilgilere başvurmamızı ve o kaynaklardan yararlanmamız gerektiğini savunurlar. Onlara göre, anlamaya çalıştığımız ayetin, NÜZUL SEBEBİNİ bilmek çok önemlidir. Yine bu kişiler, “Kuran da nüzul sebebi yazmaz” derler, dolayısıyla nüzul sebeplerini bilmek için rivayetlere bakmak gerekir, fikrini savunurlar. Gerçekten de bu düşünce doğru olabilir mi? Yani bir ayeti doğru anlayabilmek, ondan faydalanabilmek için o ayetin ne maksatla indirildiğini eğer bilmiyorsak bahse konu olay hakkında detaylı bilgi verilmemişse Kuran ayeti doğru anlamamız mümkün olmaz mı?
Kuran’ın detay vermediği, hükmün hangi nedenden dolayı indirildiğini, özellikle açıklamadığı konularda ne yapmalıyız? Bunu öğrenmek için rivayetlerden yardım mı almalıyız, yoksa Allah’ın, “sakın emin olmadığın bilginin ardına düşmeyin” ikazını hatırlayarak, yalnız Kuran’ın açıklandığı şekliyle mi anlamaya çalışmalıyız?
Allah eğer ayetin nüzul nedeninden özellikle Kuran'da bahsetmediyse bunun çok önemli bir nedeni vardır, önce bunu unutmayalım. Allah, bizleri asla emin olmadığımız kaynaklara muhtaç etmeyeceğine göre bizlere düşen Allah’ın açıkladıkları üzerinden ayetleri anlamaya çalışmak olmalıdır. Konuyu bir örnek ile daha iyi açıklayalım:
Ey Peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah’ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. [Tahrim Suresi, 1]
Yukarıdaki ayet çok açık ve net bizlere bir şeyler anlatıyor. Dikkat ederseniz konu hakkında detay bilgi vermiyor. Bizi de ilgilendiren konunun detayı değil, ayetten çıkarmamız gereken kıssadan hissedir.
Allah bu ayette çok açık bir şekilde anlaşıldığı üzere elçisini uyarıyor. Allah’ın haramlar arasında saymadığı bir konuda kendi aile içinde eşlerinin belki de geçici hoşnutluğunu sağlamak adına, Allah’ın helal ettiği bir şeye gerek kendine gerekse genel anlamda anlaşılacak bir konuda haram dediği bir durumda Allah tarafından uyarılıyor.
İşte bizlerin bu ayetten alacağımız ders bu kısmı. Yani helal ve haram koyan yalnızca yüce Allah’tır. Bu Allah’ın elçisi dahi olsa elçisi tarafından değiştirilemez.
Kuran’ı doğru anlamak için o konuyu bizzat Kuran’ın kendisine arz etmeliyiz. Allah bizlere indirdiği ayetinin anlaşılması için nüzul sebebini de indirmesi gerekseydi elbette onu da indirirdi.
Allah indirdiği Kuran’ı belirli bir dönem için değil, tüm zamana hükmetmek için göndermiştir.
(Ey Muhammed!) Her ümmetin kendi içinden üzerlerine bir şahit göndereceğimiz, seni de onların üzerine bir şahit olarak getireceğimiz günü düşün. SANA BU KİTABI; HER ŞEY İÇİN BİR AÇIKLAMA, DOĞRU YOLU GÖSTEREN BİR REHBER, BİR RAHMET VE MÜSLÜMANLAR İÇİN BİR MÜJDE OLARAK İNDİRDİK. [Nahl Suresi, 89]
Doğru yolu gösteren, rahmet yolunu açan rehber, Müslümanlara müjdeler veren bir nur, beşeri bir kaynağa muhtaç değildir.
www.YanlisBilinenGercekler
.jpg)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder