ALLAH KURAN'DA SORUYOR
Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır. [Ankebut Suresi, 51]
ALLAH'IN BU SORUSUNA CEVABINIZ NE?
Uydurulan, yanlış nakledilen, saptırılan, kişilerin kendi isteklerine göre yorumlanan binlerce hadis şu anda İslam dininin en önemli kaynağı olarak kabul edilmektedir. İslam dini yüzlerce fırkaya bölünmüş, birbiriyle tamamen çelişen yüzlerce ayrı din oluşturulmuştur.
Birçok Müslüman kardeşimiz dinin gerçeğinin bu olduğunu zannederek bilmeden bunu uygulamakta, sahih olmayan pek çok hadisi gerçek zannetmektedir. Oysa Kuran, dinin her alanda yaşanması için yeterli bir kitaptır. Kuran bizzat Allah tarafından açıklanmış, mufassal, mübeyyin ve apaçık bir kitaptır. Dinin tek kaynağıdır.
Kuran’da Peygamberimizin Rabbimiz’e yönelttiği tek şikayeti İslam aleminin Kuran’ı terk edilmiş bir Kitap olarak, bir kenara bırakmalarıdır:
“Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur’an’ı terk edilmiş (bir Kitap) olarak bıraktılar.” (Furkan Suresi, 30)
Rabbimiz Kuran’ı korumuştur ve bu Müslümanlar için yeterlidir. Kuran korunduğu ve değişmediği için hurafeciler asla Kuran’ı hurafelerine dayanak olarak kullanamamış, zorlaştırmaya çalıştıkları İslam dinine Kuran’dan hiçbir delil getirememişlerdir. Dolayısıyla da hurafelerini sürekli mevzu (sahte) hadislerle delillendirmeye çalışmışlardır. Çünkü Kuran’da tüm Müslümanların birleşeceği tek yol, tek tarif ve tek akıl vardır.
Allah'ın sözü olan Kuran'da bir insanın yaşamının her anında gereksinim duyacağı temel bilgilerin tümü verilmektedir.
Allah'ın Kuran'da tarif ettiği Müslümanlık anlayışında insanın dinin hükümlerini kayıtsız şartsız kabul etmesi, kendisine yalnızca Allah'ı Rab edinmesi ve O'ndan başka bir yol gösterici edinmemesi, yaşamının her evresinde Allah'ın gösterdiği ve hoşnut olacağı şekilde yaşaması esastır. İşte böylesine bir iman ve ahlak anlayışında insan içinde yaşadığı toplumun din adına türettiği çarpık ve batıl inançların, atalarından öğrendiği dini bilgilerin körü körüne peşinden gitmez. Yani hem Kuran'ın Allah Katından hak bir kitap olduğunu kabul edip, hem de "atalarından" kalma Kuran dışı yaşam felsefesine uymaz. Tek ölçü ve yol olarak yalnızca Kuran'ı yaşam rehberi edinir. Çünkü Kuran, bir Müslüman için hayatının her alanında yeterli bir kaynaktır.
www.YanlisBilinenGercekler .com
Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır. [Ankebut Suresi, 51]
ALLAH'IN BU SORUSUNA CEVABINIZ NE?
Uydurulan, yanlış nakledilen, saptırılan, kişilerin kendi isteklerine göre yorumlanan binlerce hadis şu anda İslam dininin en önemli kaynağı olarak kabul edilmektedir. İslam dini yüzlerce fırkaya bölünmüş, birbiriyle tamamen çelişen yüzlerce ayrı din oluşturulmuştur.
Birçok Müslüman kardeşimiz dinin gerçeğinin bu olduğunu zannederek bilmeden bunu uygulamakta, sahih olmayan pek çok hadisi gerçek zannetmektedir. Oysa Kuran, dinin her alanda yaşanması için yeterli bir kitaptır. Kuran bizzat Allah tarafından açıklanmış, mufassal, mübeyyin ve apaçık bir kitaptır. Dinin tek kaynağıdır.
Kuran’da Peygamberimizin Rabbimiz’e yönelttiği tek şikayeti İslam aleminin Kuran’ı terk edilmiş bir Kitap olarak, bir kenara bırakmalarıdır:
“Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur’an’ı terk edilmiş (bir Kitap) olarak bıraktılar.” (Furkan Suresi, 30)
Rabbimiz Kuran’ı korumuştur ve bu Müslümanlar için yeterlidir. Kuran korunduğu ve değişmediği için hurafeciler asla Kuran’ı hurafelerine dayanak olarak kullanamamış, zorlaştırmaya çalıştıkları İslam dinine Kuran’dan hiçbir delil getirememişlerdir. Dolayısıyla da hurafelerini sürekli mevzu (sahte) hadislerle delillendirmeye çalışmışlardır. Çünkü Kuran’da tüm Müslümanların birleşeceği tek yol, tek tarif ve tek akıl vardır.
Allah'ın sözü olan Kuran'da bir insanın yaşamının her anında gereksinim duyacağı temel bilgilerin tümü verilmektedir.
Allah'ın Kuran'da tarif ettiği Müslümanlık anlayışında insanın dinin hükümlerini kayıtsız şartsız kabul etmesi, kendisine yalnızca Allah'ı Rab edinmesi ve O'ndan başka bir yol gösterici edinmemesi, yaşamının her evresinde Allah'ın gösterdiği ve hoşnut olacağı şekilde yaşaması esastır. İşte böylesine bir iman ve ahlak anlayışında insan içinde yaşadığı toplumun din adına türettiği çarpık ve batıl inançların, atalarından öğrendiği dini bilgilerin körü körüne peşinden gitmez. Yani hem Kuran'ın Allah Katından hak bir kitap olduğunu kabul edip, hem de "atalarından" kalma Kuran dışı yaşam felsefesine uymaz. Tek ölçü ve yol olarak yalnızca Kuran'ı yaşam rehberi edinir. Çünkü Kuran, bir Müslüman için hayatının her alanında yeterli bir kaynaktır.
www.YanlisBilinenGercekler

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder