Kadınlar konusunda senden fetva isterler. De ki: "Onlara ilişkin fetvayı size Allah veriyor… [Nisa Suresi, 127]
Fetva; her hangi bir dini konuda, konuyla ilgili izahatta bulunmak, gerekli ve detaylı açıklamayı yapmak demektir. Allah; Kuran’da hüküm verdiği konularda açık ve anlaşılır bir izahatta bulunmuştur. Bu hükümler konusundaki fetvayı da yine Kendisi vermiş, kullarına bırakmamıştır.
Allah Kuran’ın birçok ayetinde, Kuran’ı bizlere her şey için bir açıklama ve bizlere hidayet ve rahmet olsun diye gönderdiğini bildirir. Enam Suresinin 38. ayetinde de “BİZ KURAN’DA HİÇBİR EKSİK BIRAKMADIK” diye buyurarak bizleri uyarır. Yine Enam Suresinin 57. ayetinde yalnızca kendisine vahyedilene uyan Peygamberimiz çok önemli bir açıklamada bulunur ve “hüküm ancak Allah’ındır. O hakkı anlatır ve O, doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır” diyerek Kuran’da Allah’ın verdiği hükmü en güzel bir şekilde anlattığını ve izah ettiğini bizlere bildirir.
Enbiya Suresi 45. Ayetinde Allah, “deki onlara” diye bizlere elçisinin bir söz söylemesini ister ve elçi der ki; “ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum.” Sizce açıkça verilmemiş hükümlerle uyarı olur mu? Buradan da anlıyoruz ki, Rabbimiz her konuda fetvasını Kuran ile bizlere açıkça Kendisi vermiştir. Onun içindir ki bizlerin Kuran’dan başka fetva makamı araması Allah’ın hükümlerini yeterli görmeyip Kuran’ın sınırlarını aşmamıza neden olur.
Allah Kuran’ın bazı ayetlerinde bizleri bu konuda uyarır ve Allah’ın sınırlarının Kuran olduğunu anlatır. Örneğin Bakara Suresinin 229. Ayetinde “Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa işte onlar zalimlerdir” diye buyurur Rabbimiz. Tevbe Suresinin 112. ayetinde de müjdelenecek olan kullarından bahsederken “ONLAR ALLAH’IN SINIRLARINI KORUYANLARDIR” diyerek Allah’ın sınırlarının Kuran ile belirlendiğini asla Kuran’ın sınırlarını aşamayacağımızı anlatır bizlere Rabbimiz. Allah bu konuyu daha iyi anlayabilmemiz için de Zuhruf Suresinin 44. Ayetinde “Kuran’dan sorumlu tutulacaksınız” diye buyurarak açık ve net hükmünü verir. Demek ki sorumlu olduğumuz inancımız Kuran ile sınırlandırılmış ki bizleri yaratan Allah, Kuran’dan sorumlu tutacağını bizlere bildiriyor. Unutmayalım ki bizlere gereken açıklamayı yapmadan ve bizlerin ihtiyacı olan fetva detaylı bir şekilde Kuran’da verilmeden Allah bizleri asla sorumlu tutmaz.
Ne yazık ki “fetva makamı” konusu İslam dünyasının mezheplere bölünmesine sebep olduğu gibi onların bile kendi içlerinde bölünmesine ve dinin gittikçe zorlaşmasına neden olmuştur. Elbette bu konu ilk başlarda, iyi niyetlerle topluma bilgi vermek amacıyla başladıysa da ne yazık ki günümüzde “dinin sınırlarını aşmasına” ve Allah’ın hiç bahsetmediği konuları sanki dinin içindeymiş gibi gösterilmesine neden olmuştur.
İslam toplumunda “FETVA” konusu öyle yanlış anlaşılmış ve toplum din adına öyle yanlış yönlere çekilmiş ki, adeta Kuran’ın yanına, onun açıklayıcısı dedikleri kitaplar ortaya çıkartılmıştır. Birde “Kuran’ı herkes anlayamaz, Kuran’da her bilgi açıklanmamıştır” diye toplum inandırıldığı için ilk müracaat yeri Kuran olması gerekirken fıkıh kitapları olmuş. Tabi her mezhep kendi fıkıh kitaplarını yazmış böyle olunca da Kuran ne yazık ki yüksek bir yere asılarak farkında olmadan terk edilmiş.
Kendilerini fetva makamında görenler şunu iyi bilmelidirler, verecekleri fetva Kuran ayetlerine uygun değilse ve hatta muhalifse veya ekleme-çıkarma içeriyorsa onları Allah çok şiddetli tehdit ediyor, peygamberini tehdit ettiği gibi:
"Eğer o, bize karşı bazı sözleri uydurup söylemiş olsaydı. Muhakkak onun sağ elini (bütün güç ve kudretini) çekip alıverirdik. Sonra onun can damarını elbette keserdik. O zaman, sizden hiç kimse araya girerek bunu kendisinden engelleyip uzaklaştıramazdı. Çünkü o (Kur'an, Allah'tan sakınan) muttakiler için bir öğüttür." (Hakka Suresi 44-48)
Din Allah’ın dinidir. O’nun hükümleri konusundaki FETVAYI da verecek yine Allah’tır. Allah’ın yemin ederek kolaylaştırdığı dini ellerimizle beşeri ilavelerle ve Allah’ın vermediği fetvalarla zorlaştırmayalım, bunun hesabını veremeyiz.
Fetva; her hangi bir dini konuda, konuyla ilgili izahatta bulunmak, gerekli ve detaylı açıklamayı yapmak demektir. Allah; Kuran’da hüküm verdiği konularda açık ve anlaşılır bir izahatta bulunmuştur. Bu hükümler konusundaki fetvayı da yine Kendisi vermiş, kullarına bırakmamıştır.
Allah Kuran’ın birçok ayetinde, Kuran’ı bizlere her şey için bir açıklama ve bizlere hidayet ve rahmet olsun diye gönderdiğini bildirir. Enam Suresinin 38. ayetinde de “BİZ KURAN’DA HİÇBİR EKSİK BIRAKMADIK” diye buyurarak bizleri uyarır. Yine Enam Suresinin 57. ayetinde yalnızca kendisine vahyedilene uyan Peygamberimiz çok önemli bir açıklamada bulunur ve “hüküm ancak Allah’ındır. O hakkı anlatır ve O, doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır” diyerek Kuran’da Allah’ın verdiği hükmü en güzel bir şekilde anlattığını ve izah ettiğini bizlere bildirir.
Enbiya Suresi 45. Ayetinde Allah, “deki onlara” diye bizlere elçisinin bir söz söylemesini ister ve elçi der ki; “ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum.” Sizce açıkça verilmemiş hükümlerle uyarı olur mu? Buradan da anlıyoruz ki, Rabbimiz her konuda fetvasını Kuran ile bizlere açıkça Kendisi vermiştir. Onun içindir ki bizlerin Kuran’dan başka fetva makamı araması Allah’ın hükümlerini yeterli görmeyip Kuran’ın sınırlarını aşmamıza neden olur.
Allah Kuran’ın bazı ayetlerinde bizleri bu konuda uyarır ve Allah’ın sınırlarının Kuran olduğunu anlatır. Örneğin Bakara Suresinin 229. Ayetinde “Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa işte onlar zalimlerdir” diye buyurur Rabbimiz. Tevbe Suresinin 112. ayetinde de müjdelenecek olan kullarından bahsederken “ONLAR ALLAH’IN SINIRLARINI KORUYANLARDIR” diyerek Allah’ın sınırlarının Kuran ile belirlendiğini asla Kuran’ın sınırlarını aşamayacağımızı anlatır bizlere Rabbimiz. Allah bu konuyu daha iyi anlayabilmemiz için de Zuhruf Suresinin 44. Ayetinde “Kuran’dan sorumlu tutulacaksınız” diye buyurarak açık ve net hükmünü verir. Demek ki sorumlu olduğumuz inancımız Kuran ile sınırlandırılmış ki bizleri yaratan Allah, Kuran’dan sorumlu tutacağını bizlere bildiriyor. Unutmayalım ki bizlere gereken açıklamayı yapmadan ve bizlerin ihtiyacı olan fetva detaylı bir şekilde Kuran’da verilmeden Allah bizleri asla sorumlu tutmaz.
Ne yazık ki “fetva makamı” konusu İslam dünyasının mezheplere bölünmesine sebep olduğu gibi onların bile kendi içlerinde bölünmesine ve dinin gittikçe zorlaşmasına neden olmuştur. Elbette bu konu ilk başlarda, iyi niyetlerle topluma bilgi vermek amacıyla başladıysa da ne yazık ki günümüzde “dinin sınırlarını aşmasına” ve Allah’ın hiç bahsetmediği konuları sanki dinin içindeymiş gibi gösterilmesine neden olmuştur.
İslam toplumunda “FETVA” konusu öyle yanlış anlaşılmış ve toplum din adına öyle yanlış yönlere çekilmiş ki, adeta Kuran’ın yanına, onun açıklayıcısı dedikleri kitaplar ortaya çıkartılmıştır. Birde “Kuran’ı herkes anlayamaz, Kuran’da her bilgi açıklanmamıştır” diye toplum inandırıldığı için ilk müracaat yeri Kuran olması gerekirken fıkıh kitapları olmuş. Tabi her mezhep kendi fıkıh kitaplarını yazmış böyle olunca da Kuran ne yazık ki yüksek bir yere asılarak farkında olmadan terk edilmiş.
Kendilerini fetva makamında görenler şunu iyi bilmelidirler, verecekleri fetva Kuran ayetlerine uygun değilse ve hatta muhalifse veya ekleme-çıkarma içeriyorsa onları Allah çok şiddetli tehdit ediyor, peygamberini tehdit ettiği gibi:
"Eğer o, bize karşı bazı sözleri uydurup söylemiş olsaydı. Muhakkak onun sağ elini (bütün güç ve kudretini) çekip alıverirdik. Sonra onun can damarını elbette keserdik. O zaman, sizden hiç kimse araya girerek bunu kendisinden engelleyip uzaklaştıramazdı. Çünkü o (Kur'an, Allah'tan sakınan) muttakiler için bir öğüttür." (Hakka Suresi 44-48)
Din Allah’ın dinidir. O’nun hükümleri konusundaki FETVAYI da verecek yine Allah’tır. Allah’ın yemin ederek kolaylaştırdığı dini ellerimizle beşeri ilavelerle ve Allah’ın vermediği fetvalarla zorlaştırmayalım, bunun hesabını veremeyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder